Güncelleme Tarihi: 12 Nisan 2021
Gösterim: 863
Kafkasya Araştırmaları Topluluğumuz ve BANÜKAT işbirliği ile “Kafkasya’da Kadın” konulu söyleşi düzenlendi
Kafkasya Araştırmaları Topluluğumuz, Kadın, Aile ve Toplum Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (BANÜKAT ) işbirliği ile “Kafkasya’da Kadın” konulu söyleşi düzenlendi. Üniversitemiz Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aybeniz Akdeniz Ar moderatörlüğünde yapılan söyleşiye İş Geliştirme ve İnovasyon Yöneticisi (Azerbaycan) Leyla Hajieva, Kimya Mühendisi Sanayici İş Kadını (Rusya-Çerkez) Emine Arslandok Sezgin ve Tarihçi, Araştırmacı (Gürcistan) Tamar Beridze konuşmacı olarak katıldı.
Söyleşiye dört farklı ülkeden katılım gösteren konuklardan ilk söz alan konuşmacı Emine Arslandok Sezgin oldu. Sezgin anlatımına Çerkez kadınlarının aile ve sosyal yaşamdaki konumundan bahsederek başladı. Sezgin, “Erken evlilik yoktur, kadına şiddet yoktur ve olası bu durumlarda erkeklere gerekli yaptırımlar yaşanır. Çerkez kızları evlendiklerinde asıl evlerine gitmiş olurlar bu yüzden nazlıdır. Kültürel olarak kız çocukları çok değerlidir. Çiçek kökenli isimler verirler hatta. Kafkasya bölgesi mutlaka globalleşmeden etkileniyor bu güzel gelenekler minik minik unutuluyor ama asla birden unutulmuyor. Çerkezlerde okuma oranına gelince büyük bir çoğunluğun okuduğunu görebiliriz. Kadınlar güçlü ve şiddete maruz kalmadan büyütülmüştür.” dedi.
“Kadının güçlendirilmesi ile ilgili neler yapabilir?” sorusuna Sezgin, “Okuma oranını çok yükseltmek lazım, üniversiteli olmaktan ziyade meslek sahibi olmak çok önemlidir. İhtiyaçlar çerçevesinde meslek yönlendirilmesi, meslek sahibi kadınlar yetiştirmek lazım. İyi bir iş sahibi olmak üniversiteden geçmez, devlet planlamasıyla meslek sahibi etmek çok önemlidir. KOBİ destekleriyle kadınlara öncelik verilmesi ayrıca TÜBİTAK projeleriyle öncelik verilmesi çok önemlidir.” diye konuştu.
Sezgin konuşmasında kadın erkek arasındaki ilişkiden de bahsetti. Sezgin, “Bizde sadece muftak kadınınındır. Orada erkek olamaz diye bir şey yoktur. Mesela ben babamın mutfakta olduğu bir evde büyüdüm. İş paylaşımı yapılır. Biz hayatı paylaşarak yaşarız. Mesela Kafkasya tarafında kebap, barbekü tarzında yemekleri kadınlar yaptığında çok şaşırırım.” dedi.
Söyleşide söz alan ikinci isim Leyla Hajieva oldu. Hajieva Azerbaycan’da kadın olmaktan bahsetti. Hajieva, “Öncelikle Azerbaycan’ dan hepinize sevgiler gönderiyorum, ülkemizde hiçbir zaman kendimizi yabancı gibi hissetmedik. Burada kadın olmak hiç zor değil. Kendi adıma ve tecrübelerime dayanarak biz ülke olarak güçlü, özgür ve eğitimli kadınlar yetişsin isteriz. Bende çok farklı ortamlarda çalıştım ama kadın olmam buna engel değildir. Emine hanımın dediği gibi babalar kızlarını çok sever, güzel isimler takar. Kadın ailenin ve toplumun içinde kadın annedir, kadın abladır, daha naziktir. Kadın sizi dinler, bu yüzden kadınların eğitimli ve başarılı olmaları daha önemlidir. Toplumun temeli olan çocukları böyle anneler yetiştirirse o zaman daha güzel bir dünya yaratmış oluruz. “dedi.
Söyleşide son olarak Tamar Beridze konuştu. “Gürcistan’ da kadın olmak zor mudur, Gürcistan kadını deyince ne anlayalım?” sorusuna Beridze, “Gürcistan’da kadın olmak çok kolaydır. Bugüne kadar güçlü kadınlar yetişmiştir. Eğitimli veya eğitim alamamış tüm kadınlarda gücü göreceksinizdir. Vatana ve ailesine hizmet vermek için mücadele eder. Gürcü kadını merhametli, vicdanlı, adet ve örflerine karşı tutucudur. Her zaman kadın öndedir, çok değer verilir. Eski zamanlarda kraliçeler, prensesler halka hizmet ederdi. Adlıkları tüm maaşları halka hazırlardı. Gürcü kadınlar, Gürcü askerler arasında da yer almışlardır. Kadın hem ev hanımıydı, hem anneydi, hem askerdi. Aileye olan bağlılıkları çok fazlaydı. Sanata çok düşkünüzdür. Kızlarımıza müzik aleti çalmayı ve milli dansları öğretmek adettendir, gelenektir.” şeklinde cevap verdi.